26 Şubat 2016 Cuma

Otomatik Portakal


Okumak istediğim kitapları -dikkatimi neye göre çektiklerini bilemiyorum - “Okunsun” konu başlığı ile kendime mail atarım. Maillerimi toparlarken dikkatimi çekti ve kitap kurdu arkadaşım Fatoş’a sordum. Tabii ki kitaplığında vardı. Olmaması bu tarz bir kitap için imkansızdı.

Kitabı aldım ve bir solukta okudum. Aslında dikkat dağınıklığı nedeniyle uzun bir süredir bu şekilde okuduğum kitap sayısı çok az.

Kitabın adı “Otomatik Portakal”. İçeriği  konusunda çok ipucu vermeyen kitap başlıkları, genelde önce tahmin yürütmemi tetikler ve bundan büyük keyif alırım. Ama filmini de seyrettiğim için konuya hakimdim.
L  Bir film bir kitaptan esinlenilerek çekilmiş ise, öncelikle kitabı okumayı tercih ediyorum. Çünkü kitabı okurken mekanları, kişileri  kendim  oluşturmak isterim. Kitabı anlatacaktım değil mi?

Kitabın yazarı Anthony Burgess.  Burgess’e ait başka bir eser okumadım ancak bu kitap özelinde dikkat çekici bir anlatımı var. Burgess karakterlerinin konuşmalarında dönemdeki yozlaşmış havayı anlatmak ve belki de iletişim problemlerini ortaya koymak için yeni kelimeler türetiyor. Çeviri sonucu ortaya çıkan sonuçtan çok rahatsız olmadım  ancak çevirişiz halinin çok daha etkileyici olduğuna eminim.

Konuya gelince,  Alex,Dim,Georgie ve Pete den oluşan 4 kişilik bir çeteyi konu alan hikayemiz, Alex’in anlatımıyla aktarılmaktadır.  Alex’in toplum yapısı ve şiddet eğilimleri ile ilgili yorumları bu nedenle kitabın temel taşlarını oluşturuyor. Toplumsal sorunları, ilgisiz aile yapısını bu şekilde şiddet eğilimi gösteren bir karakter ile ele alarak  neden-sonuç ilişkisine dokunmak istiyor gibi.

 Eğitim sistemi, yeni nesil otomatikleşmiş gençlik gibi eleştirileri açıkça hissedebiliyorsunuz.
 Şuç eğilimli kişilerin devlet tarafından ıslah çalışmaları ve metodu ise gerçekten üzerine defalarca düşünülebilecek bir konu.


Keyifle okudum ve tarzını çok beğendim. En yakın zamanda “Mozart ve Deyuslar” ı da okumayı planlıyorum.

Sevgiyle kalın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder